Açlığa Son, dünya genelinde açlıkla mücadele etmek ve herkesin yeterli ve sağlıklı gıdaya erişimini sağlamak amacını güden bir hedeftir. Bu hedef, gıda güvenliği, sağlıklı beslenme ve sürdürülebilir tarım uygulamaları gibi alanlarda kapsamlı çözümler üretmeyi hedefler

İKLİM VE ÇEVRESEL ETKENLER:

Açlıkla mücadelede iklim, su kaynakları ve toprak verimliliği gibi coğrafi faktörler kritik rol oynar.

İKLIM DEĞİŞİKLİĞİ:

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, bazı bölgelerde kuraklık, seller, orman yangınları gibi doğal afetlerin artmasına neden olmakta. Bu durum, özellikle tarımda bağımsız olan ve yetersiz altyapıya sahip ülkelerde gıda üretiminde azalmaya yol açmaktadır. Örneğin, Sub-Sahra Afrika'daki bazı ülkeler, iklim değişikliğinden doğrudan etkilenmekte ve bu durum gıda kıtlıklarına yol açmaktadır.
SU KAYNAKLARI:

Tarım, büyük miktarda su tüketen bir sektördür ve suyun dengesiz dağılımı, bazı bölgelerde tarımsal üretimi sınırlamaktadır. Örneğin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi kurak bölgelerde suyun sınırlı olması, gıda üretimini olumsuz etkilemekte, bu da açlık sorunlarını derinleştirmektedir.

TOPRAK VERİMLİLİĞİ VE TARIM ALANLARI:

 

Verimli topraklar, yüksek tarımsal üretim için gereklidir. Ancak, toprak erozyonu, aşırı tarım ve yanlış arazi kullanımı gibi faktörler, toprakların verimliliğini düşürmekte ve bu durum, gıda üretimini ve yerel gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
Coğrafya, tarım üretim şekilleri ve ürün çeşitliliği üzerinde doğrudan etkili olur. Dünya genelinde tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgeler, farklı coğrafi şartlar ve bitki örtüleri ile şekillenir.

TARIM VE ÜRETİM YAPILARI:

Monokültür Tarımı: Bazı bölgelerde yalnızca tek bir ürün (örneğin mısır veya buğday) üretmek, gıda güvenliğini tehlikeye atabilir. Çünkü bu tür tarım, doğal afetler veya hastalıklar nedeniyle bu ürünlerin kaybına yol açabilir. Örneğin, Latin Amerika’daki bazı bölgelerde büyük oranda soya fasulyesi ve mısır üretimi yapılmaktadır. Bu tek yönlü üretim, gıda çeşitliliğini sınırlayabilir.

BİYOÇEŞİTLİLİK:

​

Coğrafi çeşitlilik, biyoçeşitliliği artırır ve farklı bitkilerin üretimini teşvik eder. Bu da, özellikle küçük ölçekli çiftçilere, iklim değişikliklerine karşı dayanıklı ve besleyici gıda çeşitleri üretme fırsatı sunar.

SOSYO-EKONOMİK FAKTÖRLER VE ERİŞİM:

Açlık, sadece üretimle değil, aynı zamanda gıdaya erişimle de ilgilidir. Coğrafi faktörler, insanların gıda temin etme şekillerini ve gıda sistemlerine erişimini etkiler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ULAŞIM VE ALTYAPI:

​

Kırsal bölgelerdeki zayıf ulaşım altyapısı, gıda dağıtımında ciddi zorluklar yaratmaktadır. Yüksek fiyatlar ve lojistik zorluklar, bu bölgelerdeki halkın gıdaya erişimini sınırlayabilir.

PAZAR ERİŞİMİ:

 

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, küçük çiftçilerin pazar erişimindeki zorluklar, ürünlerini doğru fiyatlarla satmalarını engelleyebilir ve dolayısıyla gelirlerini etkileyebilir. Bu durum, gıda yetersizliğini arttırabilir.

SAVAŞLAR VE ÇATIŞMALAR:

Coğrafi faktörler yalnızca doğal çevre ile ilgili değil, aynı zamanda sosyal yapılarla da ilgilidir. Savaşlar ve çatışmalar, gıda güvenliğini doğrudan etkileyebilir. Çatışma bölgelerinde tarım arazileri kullanılmaz hale gelebilir ve gıda temini zorlaşır.

ÇATIŞMALARIN TARIM ÜZERINDEKİ ETKİSİ:

​

Ortadoğu ve Afrika’daki bazı savaşlar, tarım alanlarının yok olmasına, gıda üretiminin sıfıra inmesine ve insani krizlerin yaşanmasına yol açmıştır. Bu bölgelerde yaşayanlar, temel gıda maddelerine erişmekte büyük zorluklar yaşamaktadır.

GLOBALLEŞME VE TİCARET:   

                                         
Coğrafi olarak farklı bölgeler arasındaki ticaret ilişkileri de gıda güvenliğini etkileyebilir. Küresel ticaret ağları, gıda arzını ve fiyatlarını şekillendirir.

TARIMSAL TİCARET VE FİYATLAR:

​

Küresel gıda fiyatlarındaki artışlar, özellikle düşük gelirli ülkelerde açlık sorunlarını derinleştirebilir. Örneğin, döviz kuru dalgalanmaları ve küresel pazarların istikrarsızlığı, bazı ülkelerde gıda ithalatını zorlaştırabilir.

SONUÇ:

Açlığa son verme çabaları, coğrafi faktörlerin etkilerini dikkate almayı gerektirir. İklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, toprak erozyonu, savaşlar, yetersiz altyapı gibi sorunlar, dünya genelindeki açlık sorununu derinleştiren faktörlerdir. Bu nedenle, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için hem çevresel hem de sosyo-ekonomik faktörlere dikkat edilmesi gerekir. Coğrafya, açlıkla mücadelede kritik bir rol oynamaktadır ve bu sorunun çözülmesi için yerel ve küresel düzeyde stratejik planlamalar ve işbirlikleri gereklidir.